Son yıllarda pandemi, yüksek enflasyon, Ukrayna-Rusya gerilimi, yaşamadığımız kriz kalmadı. Nitekim küresel gelişmelerden yakından etkilenen küresel ekonomi, tüm bu krizler karşısında olumsuz hareketler yaşamıştır.
Son yıllarda kendine yeni bir istikrar bulmaya çalışan dünya ekonomisinin başka nelerden etkilendiğini gelin hep birlikte inceleyelim!
1. Coivd-19 Pandemisi
Son 2 yılda küresel ekonomiyi Covid-19 pandemisi kadar sert şekillendiren başka bir gelişme yok diyebiliriz. Genel olarak tüm dünyanın hazırlıksız yakalandığı pandemi, evden çalışma, uzaktan eğitim, dijital devrim gibi artık birden fazla birey için sıradanlaşan sayısız kavramın da öncülüğünü yaptı. Birçok insanı zor durumda bırakan pandemi sürecinde etkileri günümüzü de etkileyen sayısız sorun ortaya çıkmaya başladı ve dünya hızlı bir değişim sürecine girdi. Kesintisiz kapanmalar, artan işsizlik ve borç yükü gibi yeni krizlerin temelleri pandemide atıldı.
2. İşsizlik
Pandemi, günümüzün hala çözülemeyen sorunlarından biri olan işsizliğin tüm dünyada hızla artmasına neden oldu. Sonraki dönemde daha verimli büyüme odaklı çalışmalar yapılsa da işlerin genel olarak sakinleştiği bu sıkıntılı dönemden dolayı işsizlik konusunda etkin adımlar atılamadı. Yeni neslin daha yenilikçi çalışma koşulları istemesi ve mevcut patronların bunu sunamaması gibi işsizlik sonucu ortaya çıkan etkiler, çalışanların kesim değiştirme oranını artırdı. Sonuç olarak, işsizliğe ek olarak, küresel ekonominin etkilerini 5-10 yıl boyunca görmesi beklenen bir işgücü arzı açığı da ortaya çıkmıştır.
3. Tedarik Zinciri Kesintileri
Çin’den dünyaya yayılan pandemi sonrası tedarik zinciri kesintileri küresel ekonomiyi tehdit eden bir risk haline geldi. Pandemi kontrol altına alındıktan sonra akıllı sistemlerle desteklenen tedarik zinciri sorunları büyük ölçüde çözüldü ancak tamamen ortadan kaldırılamadı. Gerçekten de günümüzde pek çok şirket yalnızca yerel lojistiğe odaklandı ve tedarik zinciri alanı büyük ölçüde küçüldü. Akaryakıt fiyatlarının artması gibi nedenler de denkleme eklenince maliyet fiyatları küresel ekonomiyi zarar verecek boyutlara ulaştı.
4. Ham Element Eksiklikleri
Dünya çapında hızlı tüketim, benzeri görülmemiş bir kaynak tükenmesine neden oluyor. Bu nedenle önümüzdeki yıllarda arzı azaltmak mümkün olmazsa bazı hammaddelere ulaşmanın imkansız olması çok muhtemeldir. Küresel ekonomiler hammadde yetersizliğinden kaynaklanan bu tür sorunları çözmeye çalışsa da nüfus artışı ve sınırlı kaynaklar nedeniyle işlerin fiyatı sürekli artmakta ve bu durumun daha önemli boyutlara ulaşma olasılığı göz önünde bulundurulmaktadır. .
5. Durgunluk
Ekonomik durgunluk ve daralma olarak tanımlanan durgunluk, pandemi sonrası tetiklenen küresel krizin bir parçasıdır ancak tamamen pandemiden kaynaklandığı söylenemez. Dünyanın geçmişinde sayısız kez yaşanan durgunluk, artık iktisadın en çok korktuğu faktörlerin başında geliyor. Çünkü ekonomideki ivmenin kaybolduğu, talebin azaldığı ve fiyatların kontrolsüz bir şekilde arttığı yeni durgunluk döneminde; Gelecekte işsiz çığını ortaya çıkaracak ve bazı ülkelerde üretimi tamamen sekteye uğratacak kadar riskli hale gelebilir.
6. Rusya-Ukrayna Gerginliği
21. yüzyıl dünyasında savaşın sadece manevi değil ekonomik boyutları da var. Avrupa’nın tahıl ambarı Ukrayna ile Rusya arasındaki bu gerilim, buğday gibi temel tüketim mallarının ihracatını engelleyerek fiyatların yükselmesine neden oldu. Limanların ve ulaşım kollarının Rusya’nın tehdidi altında olması, Avrupa’da gelecek kıtlık senaryolarına yol açmıştır. Bu durum artık yatışmış olsa da, üretime engel olarak ve gelecekle ilgili genel bir güvensizlik duygusu yaratarak toparlanmadı.
7. ABD-Çin Güç Savaşı
Dünya istikrarının hala yerinde olmadığı mevcut durumda ABD ile Çin arasındaki siyasi gerilim ekonomileri de yakından ilgilendiriyor. ABD, başta pandemi olmak üzere birçok bahse konu olan Çin’i suçlarken, Çin’in diğer üstün güç olmasını istemediği için elinden geleni yapıyor. Çin, Asya ülkeleri arasındaki lider konumunu ve dünya ekonomileri arasında ABD’den daha güçlü olma ihtimalini kaybetmek istemediği için küresel bir güç mücadelesi yaşanıyor. Ülkelerin birbiriyle anlaşamaması tedarik zinciri, ihracat ve üretim gibi birçok ülkenin insanını ve ekonomisini etkileyen sonuçlar doğurmaktadır. Bu istikrar sağlanmadan küresel ekonominin istikrara kavuşması beklenmemektedir.
8. Enflasyon
Her şeyin birbirine bağlı olduğu günümüz dünyasında önemli oranlara ulaşan enflasyondan etkilenmeyen ülke yoktur. Her ülkenin krizden etkilenme düzeyi farklı olsa da dünya çapında azalan bir satın alma gücü var, bu da daha çok borçlanma ve borçlanma anlamına geliyor. Peki; İnsanların zorlu yaşam standartlarına ulaşmak için geçmişe göre daha fazla çalışması, gelecek kaygısı uyandırmakta ve ülkelere ve dolayısıyla dünya ekonomisine zarar vermektedir.
9. Küresel Borçlanma
Küresel borç, artan fiyatlar karşısında ücretlerin yeterince artmadığı ve yaşam giderlerinin önemli boyutlara ulaştığı bir durumdur. Enflasyonla iç içe olan küresel borçlanma, dünya ekonomisini etkileyen risklerin başında gelmektedir. Günümüzde kredi kartı olmayan neredeyse hiç kimse yokken birden fazla kredi borcu olan ve bu borcu ödeyemeyen kişi sayısı hızla artıyor. Bu sorunun kontrol altına alınmaması durumunda ülke kasasını ciddi sorunlara sokacağı iddia ediliyor.
Çözüm…
Tüm faktörlere bağlı olarak kabaca özetlemek gerekirse; Ekonomik büyüme hızının yavaşladığı ve enflasyonun yükselmeye devam ettiği 2022 yılı, dünyanın geleceğinden emin olmayan bir kesimini ortaya çıkardı. Bu sorunun küresel doğası, iş dünyasının ve başkanların gelecekte daha yeterli analizler sağlamasını gerektiriyor. Çünkü daha fazla belirsizlik ve risk, daha fazla ekonomik daralma anlamına gelirken, güven ortamı ekonomik büyüme için fırsat sunuyor. Günümüzde yeni kullanılmaya başlanan birçok modern teknolojinin yaşanan yükleri çözecek güce sahip olduğu bilinmektedir.